Ankara-Sokaklari

Türkçeyi Katletme Uzmanı

Türkçeyi Katletme Uzmanı
          "M. Ali Erbil"

Türlü medya ortamlarında izlemek zorunda bırakıldığımız yayınlarda kullanılan güzel Türkçemiz, o kadar adi ve kötü bir hâle sokuluyor ki buna isyan etmemek mümkün değil. Türk toplumunun her kesimini ciddi anlamda etkileyen kişilerin büyük çoğunluğu, Türkçenin kurallarına aykırı ve gülünç konuşmalar yapıyorlar. Sözde entel dantel takılan kişiler, iki cümleyi bir araya getirip konuşma söz konusu olduğunda nedense pek bir beceriksiz oluyorlar. Veya böyle görünmek hoşlarına gidiyor…

Toplum içinde, insanlara örnek olma yönüyle bir görevi üstlenmiş kişiler olarak medyada boy gösteren kişilerin Türkçeyi doğru ve güzel kullanmaları gerekirken, bugün bunun tam aksini birçok televizyon kanalında görmek mümkün. Ses sanatçılarının ve oyuncuların bir kişilik özelliği olarak dil becerilerinin yüksek olması gerekir. Buna rağmen yaratılışına bağlı olarak doğaçlama konuşma becerisi olmayan sanatçıların olması mümkündür. Fakat bir haber sunucusunun doğaçlama konuşma becerisinin yüksek olması şarttır; çünkü bu insanlar gerek canlı yayınlarda gerekse de bir haberin sunumunda yorumlarını izleyicilere iletmek durumundadırlar.


 Yukarıda izleyeceğiniz görüntüde, Kanal D adlı televizyon kanalında neredeyse her akşam haberleri sunan M. Ali Birand’ın gaflarından ve anlamsız konuşmalarından derlenmiş bir saçmalıklar silsilesi bulunmaktadır. Bir haber sunucusunun konuşma becerisinin bu kadar düşük olması, iki sözcüğü bir araya getirip konuşamayacak kadar dilsel zekâdan yoksun olması kabul edilemez bir durumdur. Çünkü bu insanlar binlerce kişi arasından “seçilmiş” (!) ve böylece milyonların karşısına geçmeye hak kazanmış kişiler olmalıdırlar. Hâlbuki görüldüğü üzere, telaffuzu (diksiyonu) ve konuşma becerisi mükemmel düzeyde olan binlerce Türk genci işsiz – güçsüz sokaklarda dolaşıyorken, M. Ali Birand gibi Türkçe katilleri televizyonlarda boy göstermektedir.

Birand’ın saçmalıklarından sadece iki cümleyi aleme ibret olsun diye buraya ekliyorum: “Ben de gördüğüm zaman hakikaten ağzım dudaklarıma… Ağzım havaya kalkmış.“, “Fenerbahçe’nin sarı lacivert başkentin, Ankara’nın bembeyazlı senfonisini, Mehmet Okur’un mavi beyaz moruyla döneceğiz…

Ey Türkçem, sen böyle yerden yere vurulacak kadar öksüz kalacak mıydın?

Tanrı TÜRK’ü, önce kendinden – sonra düşmanlarından korusun!

Orkun KUTLU

-Alıntıdır-


 
12.07.2010 itibariyle,Toplam: 98486 ziyaretçi kişi burdaydı!