Ankara-Sokaklari

Gül Yaprağı

GÜL YAPRAĞI

Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini

aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli

olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan

açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı

geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi.

Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden

kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu.

Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist,

kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan

sonra söz'süz konuşmaları başladı. Gelen yabancı,

tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu.

Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar

suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı.

Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz

demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir

gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı.

Gül yaprağı suyun üsünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.

İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak

yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir

gül yaprağına her zaman yer vardı.

"Hikayeler-Öyküler" Sayfasına Geri Dön


 
12.07.2010 itibariyle,Toplam: 98609 ziyaretçi kişi burdaydı!