Ankara-Sokaklari

Marangoz

Yazar:Mustafa Yıldırım

Marangoz

 Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren müteahhidine
çalıştığı konut yapım işinden ayrılmak ve eşi, büyüyen ailesi ile birlikte
daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini
elbette özleyecekti. Emekli olmak ihtiyacındaydı, ne var ki. Müteahhit iyi
işçisinin ayrılmasına üzüldü. Ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir
ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve işe girişti, ne var ki
gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir
işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendine adamış olduğu mesleğine
böyle son vermek ne talihsizlikti!.. İşini bitirdiğinde, işveren, evi gözden
geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. ''Bu ev
senin'' dedi, ''sana benden hediye.'' Marangoz şoka girdi. Ne kadar
utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman onu
böyle yapar mıydı!
 Bizim için de bu böyledir. Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çoğu
zaman, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da,
şoka girerek, kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız. Eğer tekrar
yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz.
 Marangoz sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir
duvar dikersiniz. ''Hayat bir kendin yap tasarımıdır.'' demiştir biri. Bugün
yaptığınız davranış ve seçimler, yarın yapacağınız evi kurar. Öyle ise
onu akıllıca kurun. Unutmayın...
"Hikayeler-Öyküler" Sayfasına Geri Dön


 
12.07.2010 itibariyle,Toplam: 98600 ziyaretçi kişi burdaydı!